BASINA VE KAMUOYUNA
Bugün buraya fındığın maliyet hesabını ve buna göre taban fiyatın ne kadar olmasını istediğimizi açıklamaya geldik ancak elektriğe yapılan yüzde 38 zammı ve asgari ücretin artırılmamasını, 4,5 milyon emekilinin 6 ay daha 10 bin TL’ye mahküm edilmesini, değer emeklilere ve kamu emekçilerine verilen sadaka biçimindeki artışları protesto etmeden ana konu açıklamamıza geçmek doğru olmaz. İktidarın niyeti belli, yoksulları açlığa, açları ölüme mahküm etmek. Kabul etmiyoruz. Fındık üreticileri olarak bu gerçeği görerek emeğimize, ürünümüze sahip çıkmak zorunda olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz. Sermayeden yana iktidardan işçi, emekçi, emekili ve üretici köylü yararına bir adım bekleyemeyiz. Emeğimizin, ürününümüzün hakkını almak için sesimizi yükseltmek zorundayız. Yaşadığımız enflasyonun nedeni işçi ve emekçilerin ücretleri değil; elektriğe, doğalgaza, akaryakıta vb yapılan zamlar ve sermayenin aşırı kar hısrsıdır. Bu nedenle buradan bir kez daha yineliyoruz: Vergide adalet, servet vergisi alınarak sağlanır. Dolaylı vergiler işçi ve emekçileri mağdur etmektedir. Emek Partisi olarak iktidarın yoksulu açlığa, açları ölüme mahküm eden politikalarını ret ediyoruz, demokratik halkı bir vergi sistemi ve yaşanabilir bir ücret mücadelemiz sürecek.
Değerli basın emekçileri, üretici köylüler
Fındığın fiyatını aracılar, tüccarlar değil, fındığa emek verip ter döken üreticiler belirlemelidir.
Çay üreticisinin 18-19 TL’ye mal ettiği ve 25 TL fiyat beklediği yaş çaya 17 TL fiyat verildi. Buğday üreticisinin 10,61 TL’ye mal ettiği buğdaya 9,25 TL fiyat verildi. Tarım desteklemeleri azalırken, girdi maliyeleri artıyor. Durum böyleyken açıklanan ürün fiyatları bırakalım üretici köylülerinin emeklerini karşılamayı, maliyeti bile karşılamakta uzak kalıyor. Eğer ‘Emek bizim, fındık bizim” diyerek ürünümüze, ekmeğimiz sahip çıkmazsak fındık üreticisi de aynı düşük fiyat dayatmasıyla ile karşı karşıya kalacaktır.
Fındık hasadı yaklaşırken fiyatlar bilinçli ve sistemli bir şekilde aşağı çekilmektedir. 110-115 TL’ye kadar düşürüldü. TMO’nun 130 TL’ye fındık satış fiyatı açıklaması yeni sezon fındık fiyatının 120-130 TL arasında açıklama hazırlığı yapıldığını göstermektedirler. Bu durum kabul edilemez. Buradan bir kez daha vurguluyoruz: fındığın maliyetini üretmek üzere emek veren, ter döken, girdi maliyetlerini karşılayan fındık üreticisi belirlemelidir.
Fiyat belirlerken işçi ücreti tartışmalara neden oluyor. Ailesiyle birlikte bir yıl boyunca emek veren üretici köylünün emeğini maliyete dahil edilmek istenmiyor. Kadını, erkeği, eli iş tutabilen her aile ferdinin emeğinin değersizleştirilmesi kabul edilemez.
TMO’nun yeterli fındık almadığını hepimiz biliyoruz. Randevu vs derken TMO gerçek anlamda fındık almıyor, alıyormuş gibi yapıyor. Aldığı fındığı da tıpkı bugün olduğu gibi tam da hasat öncesi ucuza satarak üreticileri tüccarın, ihracatçının karşısında korumasız bırakıyor. Devlet TMO aracılığıyla, alım sınırı koymadan ve randevu ile üreticiyi oyalamadan fındık almalıdır. ‘Piyasa düşük’ ya da ‘serbest piyasada fiyat bu’ diyerek açıklanan fiyatın altında fiyat dayatması engellenmelidir.
Emeğimize, ürünümüze sahip çıkmaktan başka çare yok. Üyemiz olan fındık üreticilerinden ile yaptığımız maliyet hesabı sonucu 123,73 TL’dir. Maliyetin üzerine%25 kar ve % 5 insanca yaşam standarttı payı eğlendiğinde 160,91 TL fındık alım fiyatı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu hesaplamaya enflasyon farkı dahil değil. Yeni sezon alımı başladığında enflasyon hesabı da yapıldığında 1 kg fındığın taban fiyatı yaklaşık 180 TL olmalıdır. Bu rakamın altındaki fiyatlar fındık üreticisinin cebinde çalınan paradır ve bu kabul edilemez.
Emek Partisi olarak ekonomisi fındığa dayalı şehrimizde başta üretici örgütleri olmak üzere muhtarları, esnaf odalarını, meslek odalarını, sendika ve dernekleri ’emek bizim fındık bizim’ diyerek fındığımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz.
HALİT KESKİN
EMEK PARTİSİ GİRESUN İL TEMSİLCİSİ