SAĞLIKTA ŞİDDETİN ADI GİRESUN OLDU

Bugün burada bir kez daha maalesef şehrimizde vukuu bulan bir “SAĞLIKTA ŞİDDET” olayını kınamak amacıyla toplandık. Şunu ifade etmek isterim ki; iki gün önce yaşadığımız bu menfur saldırının failinin hekim olması, bazı haber mecralarında bu olayın sanki iki hekimin arasında geçen basit bir kavgaymış gibi gösterilmeye çalışılmasına neden olmuştur. Fakat o kişinin hekim olması, polikliniğe hasta olarak sağlık hizmeti almak üzere başvurduğu ve kendisine hizmet vermeye çalışan meslektaşımıza saldırdığı gerçeğinin önüne geçmemelidir. Bu olay neresinden bakılırsa bakılsın tam anlamıyla bir “Sağlıkta Şiddet” olayıdır ve bu şekilde değerlendirilmelidir!

Sağlıkta şiddet sonucu şehit vermiş bir şehirde yaşamaktayız. Görevi başında şehit edilen Dr. Ali MENEKŞE ağabeyimizin acısı henüz taze iken ilimizde halen sağlıkta şiddet vakalarının görülmesi bizi derinden yaralamaktadır.

• Henüz birkaç ay önce bir hekim arkadaşımız görevi başında iken, bir hastasının yakını tarafından darp edildi. Bundan çok kısa süre sonra bir hemşire arkadaşımız acil serviste müdahele yaptığı bir çocuk hastasının annesi tarafından fiziksel ve sözel şiddete maruz kaldı. 2 gün önce de hastanemiz Üroloji kliniği asistanlarından Dr. Uğur Semiz poliklinikte görev yaparken bir hastası tarafından darp edildi. Bunlar son 6 ayda sadece Giresun’da yaşanan fiziksel şiddet olayıdır. Türkiye çapında durum çok daha vahimdir. Resmi verilere göre Sağlıkta şiddeti gösteren Beyaz Kod bildirim sayısı; 2020’de 11.942 iken; 2021 yılında katlanarak artmış ve Beyaz Kod bildirim sayısı 29.826’ya yükselmiştir. Bu vakaların yaklaşık üçte biri ise hekimlerin ve sağlık çalışanlarının canına kast edebilecek fiziksel şiddet olaylarını içermektedir. Beyaz kod verilmemiş sözel şiddet olaylarının ise kat kat fazla olduğu tahmin edilmektedir. Sağlık çalışanları olarak bizler neredeyse her gün sözel şiddete maruz kalmaktayız. Toplumumuzda günden güne yaygınlaşan şiddet eylemleri sağlık kurumlarını ve çalışanlarını ciddi biçimde etkilemekte, sadece şiddet görme endişesi bile sağlık çalışanlarının tükenmişliğine ve verimsizliğine neden olmaktadır. “Sağlıkta Şiddet” sadece öfkeli hasta ve hasta yakınlarının saldırılarından ibaret toplumsal bir olay olarak görülmemelidir. Sağlıkta şiddetin hazırlayıcı nedenleri arasında konuyla ilgili etkili önlemlerin alınmaması ve caydırıcı cezaların uygulanmaması da önemli yer tutar. Sağlıkta şiddetin önlenmesinde toplumsal eğitim ile beraber, sağlık çalışanlarına yönelik hakların, şiddet uygulayanlara yönelik yaptırımların ve güvenliğe yönelik önlemlerin hepsinin birlikte artırılması gerekmektedir. Son zamanlarda çıkartılan yasalar umut vaat etseler de çözüm için çok cılız kalmaktadır. Mevcut yaptırımlar da çoğu kez uygulanmamakta, şiddet uygulayan şahıslar ellerini kollarını sallayarak ceza almaksızın hayatlarına devam etmektedir. Bu durum ise şiddete meyilli kişileri daha da cesaretlendirmekte ve şiddet olaylarının katlanarak artmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla şiddetin önüne geçmek için iyi bir toplumsal eğitim ile birlikte cezaların artırılması, şiddet uygulayan kişilerin yargılanma süreçlerinin hızlandırılması, şiddet uygulayan kişilerin tutuklu yargılanması da dahil olmak üzere, sağlık hizmetinden mahrum bırakılmaları gibi yaptırımların ivedilikle yürürlüğe konulması gerekmektedir. Bu konuda bir kez daha yetkilileri göreve çağırıyoruz! Vatandaşlarımızı sağlıkta şiddet konusunda biz sağlık çalışanlarına destek olmaya ve bu konuda çok daha hassas davranmaya davet ediyoruz. Hepinize bu zor günde meslektaşımıza vermiş olduğunuz destekten ötürü tekrar teşekkür eder, “ŞİDDETSİZ” çalışmalar dilerim.