VATANDAŞIN OLMAYAN PARASINA GÖZ DİKTTİLER

Tam da deli Dumrul hikâyesi! Tasarruf tedbirlerinin neden en üst düzeyde olanlara yansımadığını sorgulamak lazım.

Hadi gelin, tasarruf tedbirlerine en üst düzeyden, bizi yönetenlerle başlayalım; var mısınız?

Çift maaş alan bürokratlardan başlayalım, var mısınız? Mesela Milletvekilleri Lokantası’ndan, örtülü ödenekten, misafir ödeneğinden başlayalım. Üst düzey yapılan ziyaretlerdeki harcamalardan başlayalım. Konvoy halinde gidilen, koruma ordusuyla yapılan gezilerden başlayalım. Tek bir araçla toplu programlara gidelim; var mısınız? Daha birçok sayacağımız tedbir var.

Gel gör ki, vatandaşın olmayan parasına göz diktiler. Yanlış okumadınız; vatandaşın olmayan parasından bahsediyorum. Bankaların harcaması için verdiği paralardan, halk arasında kartlar arasında takla atan paradan bahsediyorum. Kendisine ait olmayan para limitini yükselten ve adeta zorla kendisine gönderilen kartlardan, banka yöneticilerinden bahsediyorum. Akıl alır gibi değil ama bana ait olmayan ama kullanmam için banka tarafından verilen paradan söz ediyorum.

Şimdi de kendisine ait olmayan ama kendisine kart üzerinde para veren paradan vergi alacağı söyleniyor. Bankanın kart üzerinde verdiği ama kendisine ait olmayan paradan vergi alacaksınız, öyle mi? Tamam, geçmediğimiz köprülerden alıyorsunuz; ama bu da olmaz ki! Bankadan isteyin: “Sen benim vatandaşıma bu parayı nasıl veriyorsun?”

Hadi bakalım, bankalardan 100 TL üzerindeki limit artırımı için kişi başına vergi isteyin. Para benim değil ki; benden neden vergi istiyorsunuz? Var mısınız? Bunu yapabilir misiniz? Korkarım yakında nefes aldığımız havadan para isteyeceksiniz.