Kimya hayatı anlama Sanatıdır 2

Günaydın sevgili okurlarım. Bu hafta, yazımda , hayatı anlama sanatının kimya olduğunu anlatmaya çalışıyorum .
Ben kimyacıyım. Yaptığım kimyasal deneylerin tümünden en iyi sonuçlar almak için uğraş veririm . Kimya laboratuvarlarında çalıştığım tüm materyaller maddelerdir. . Hayat laboratuvarımda çalıştığım materyaller ise insanlardır. Maddeleri birbiriyle karıştırarak , bedenimize, insanlığa biz insanlara en yarayışlı başka maddeler elde etmekte bir sanattır ve bu sanatın adı kimyadır. Öğrenciyken yaptığım deneyler not almak ve bir meslek sahibi olmak içindi. Anneciğim , bir iş tarif ederek beni çalıştırdığında,
“yaptığın bana, öğrendiğin kendine “derdi. Öğrenciyken not almak için yaptığım her deneyin , hayatıma bir çok şey kattığını daha sonra büyüdükçe anladım. Anneciğime hak verdim . Öğrendiklerim öyle çoktu ki… hep bana kalmıştı . Hayatımın en yüksek notunu almak için hayatı sanata çevirmek istediğimden hayat laboratuvarımda yaptığım her deneyden , yaşantıma bir şeyler katmak için uğraş verdim.

Kimya ile hayatı anladım ve hayatımı güzel sanatlardan biriymiş gibi icra ettim. Hayatımdaki deneylerim , bazen mutluluğu temsil eden bir resim gibiydi, bazen şiir tadında, bazen şarkı nağmeleri tadındaydı. Ve çok hüzünlü , acıdan kıvrandığım deneylerimde oldu. Bunları güzele çevirmek için günlerce bekledim. Deney tüplerimi kırdım, bazen gündüzümü geceme kattım, bazen asit ve baz gibi oldu hayatım , bağrımı yakacak kadar hayatım tuz tadında oldu. .. Bazen şeker gibi tatlandı.
Bazen turnusol kağıtları kullandım . Aside batırdığım turnusol kağıtları gibi hayatımı kırmızıya , kızıla dönüştürdüm.
Bazen bazik özelliklere sahip oldu hayatım. Bu bazik günlerimde , baza atılınca maviye dönüşen turnusol kağıtlarını kullandım , hayatımı masmaviye buladım,huzur buldum. Hep bir müşkülle karşılaştığımda, hayatı anlayarak bir sanat icra ediyormuşum gibi dikkatli oldum. Hep yeşil bakmaya , yaptığım her deneyi olumlu sonuçlandırmaya çabaladım. Kendimi , etrafımdaki her canlıyı benimsedim.

Bu yazı dizimin ilkinde kimya ile doğduk, kimyasal deneyler yaparak, hayatı bir laboratuvara dönüştürerek büyüyeceğiz, sonrada deneylerden arta kalan maddeleri yok ettiğimiz gibi , bir kimyasal atık olarak öleceğiz demiştim.

Bugün hayat laboratuvarımda yapmaya çalıştığım en güzel ve başarılı deneylerin , arkadaşlık , dostluk olduğunu kimya ilmi ile Günsel öğretmenin sevgi dilinden açıklamaya çalışacağım.
Yazdığım, yazılar, kitaplarım ve öğütlerim belki beni kimyasal bir atık olmaktan kurtarır diye düşünüyorum. Çünkü hayatını sanata dönüştürenlerin ölümsüz olduğuna inanıyorum.

Gelelim arkadaşlığımıza eşlerimize , dostluğa ve dostluğumuzu sanata dönüştürme metotlarına. Ben kimya diliyle açıklıyorum arkadaşlığı dostluğu .
Ayrıştırılmayan tek madde elementlerdir. Bireysel olarak tüm insanlar
elementtir. Elementler ayrıştırılamaz ama başka maddelerle birleşerek yeni oluşumlar ortaya çıkabilir. Bileşikler, karışımlar, alaşımlar böyle oluşuyor. Bazen derişik çözeltiler yapılıyor, bezende seyreltik . Homojende , heterojen de olabilir yeni oluşumlar, karışımlar .

Homojenin sözlük anlamı her yerde aynı özelliği gösteren demektir, heterojen ise her yerde aynı özelliği göstermez.
Önce element olarak , ne gibi özelliğimiz var, kaynama noktamız( sevinme anlarımız) , erime noktamız ( sinirli olduğumuz zamanlar) , donma noktamız ( buz gibi Katı görünümlü hallerimiz) ) nedir , onları iyi bilmeliyiz. İletken miyiz , yalıtkan mıyız , hangi elementlerle sağlam alaşımlar yapabiliriz. Yine alaşımlarda mı güçlü oluruz? Yoksa karışım olursak daha mı dayanıklı oluruz. Bilmeliyiz. İşe kendimizi tanımakla başlamalıyız.

Yapımız gereği , kişisel ve fiziksel özelliğimize göre herkesle alaşım , karışım yapamayız. Unutmayalım, hepimiz bir cevher gibiyiz. Değerli bir cevher yatağından çıkartılır , işlenerek değerli bir metal haline dönüşür. Biz insanlarda ömrümüzün her halinde değerli olmak için işleniyoruz durmadan.
Ben potasyumun yandığında mor ışık vererek yandığını biliyorum. Altın madeni işlendiğinde sarı sarı ışıldar. Sodyumun alevleri sarıdır. Elementlerin kimisi katı , kimisi sıvıdır, kimisi de gazdır. Biz insanların , hepimizin ayrı bir özelliği vardır, fizik olarak birbirimize benzemeyiz. Ama ruhsal olarak benzeştiğimiz doğrudur.

İşte bunu bilerek arkadaş seçmeliyiz. Arkadaş seçtiklerimizi çeşitli deneylerden geçirmeliyiz. Ateşe suya dayanıklı mı, havadan sudan etkileniyor mu. Kalaylamak mı , nikelajlamak mı lazım.? Hemen mi paslanıyor , yoksa iyi kötü demeden her zaman yapısı bozulmadan mı devamlılık kazanıyor? Yine mayalanarak mı oluşmalı veya destilasyon mu gerekli… Bazı arkadaşlıklar tıpkı bileşikler gibi , mesela saf suyu örnek olarak verebilirim, arıtmak gerekiyor.
Kimyasal bileşikler elektron alışverişiyle oluşuyor . Pozitif iyonla, negatif iyon birleşir ve bileşiklerin iyon değerleri nötrdür. İşte bu hayat arkadaşımızı bulunca yaptığımız kimyasal olaydır. Evlilikte iyonların birbiri çekmesi önemlidir.

İşte yıllar geçiyor. Hayat laboratuvarları , insanları birleştiriyor, deniyor,en güzelini en dayanıklısını karşımıza çıkarıyor. Bu bileşikler eşinizle oluyor, iki cevherin birleşmesiyle arkadaş dediğimiz alaşımlar oluşuyor . Ve dostluğu da karışım oluşumu gibi algılıyor kimyacılar.

Tıpkı homojen karışımlar , bileşikler gibi, her noktasında her zaman aynı özelliği gösterenleri eş , arkadaş olarak bağrımıza basıyoruz. Ömür boyu sürenlere, kararında kıvamında olupta , hiç değişiklik göstermeyenleri dost olarak belliyoruz. . Sevgiyle ömür boyu sürenlerin bir araya gelmesi de dostluklardır . Arkadaşlıklar hep eşit davranışlarla devam eder.Nötr olmak gerekir.
Arkadaşlığın ilk evresinden itibaren , hiç bozulmadan , sağlam yapısıyla yanımızda hep var olan arkadaşlarımıza bin selam olsun.

Sevgili okurlarım , Ben böyle dostlukların adamıyım. Sevdiğimi ömür boyu gönlümde saklarım. Sevgim bütün hayat deneylerimde hep katalizör olur .Dostluklarım , arkadaşlıklarım homojendir her kıvamda, her zaman aynı özelliği gösterir.
Kıvamında , kararında ve sevginin katalizör olmasıyla ölene kadar devam eder. Bazılarının mayalanması için yıllarca beklerim. Hiç bir miktarını boşa israf etmem . Sonuçta, birbirimize faydamız daim olur. Birbirimize öğretiriz. Bazen doz artırımına , bazen doz azaltmaya gerek duyarız . Hiç gönlümüz kırılmaz, birbirimizi tamamlarız. İnsanların kimyasal karışımlardan , alaşımlardan farkı biz insanlar konuşuyoruz. Konuşa konuşa, bilmediklerimizi tamamlayarak öğrenmeye , öğretmeye açık olmalıyız. Unutmayalım ki, “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır”.

Gelelim , heterojen karışımlar gibi oluşan arkadaşlıklara. Bunlar yapılarının tüm özelliklerini taşıdıkları için, her daim , her zaman aynı özellikleri göstermezler. Katalizörler hiç fayda etmez. Boşuna zaman kaybıdır . Yine de denemeye değer olanlar vardır. Baktınız ki , zehir saçmaya, sevgiye rağmen çürümeye başlamış sa , hemen kullandığınız tüm metotları unutarak o alaşımlardan uzaklaşın.
Renk değiştirenleri , ortama göre yön ve saf değiştirenleri , yalancı görünüşleri olanları ve sizi bu sahte görünüşlerine ortak etmeye çalışanları hemen hayatınızdan çıkarın . Zararın neresinden dönülürse kardır.

Harcadığınız çabalara hiç üzülmeyin. Çünkü doğru yolu bulmuşsunuzdur. Deney her şeyin doğrusunu , insanlara ve insanlığa en faydalısını yapmaktır. Sonuçta elde ettiğiniz sonuçlardan , cevher kadar kıymetlisini elde edersiniz.
Bazende , halk dilinde sütü bozuk dediğimiz , mayası kötü olanlar vardır. En güzel materyali kullansanız bile, deney baştan bozuktur. Isı, ışık ve kıvam gibi ayarlar laçka olmuştur. Ne yapsanız nafiledir. Bunların oluşumlarıyla , bozularak gitmeleri arasında çok az zaman vardır.
Bu gibi deneyler için başarılı olmamıştır deriz.

Burada bir şey hatırlatmam gerekiyor. Akrabalarımızı biz seçmiyoruz. Ama onların arasında da homojen karışım , homojen bileşik özelliği taşıyanlarda vardır.
Mutlaka bir iki kişi Heterojen yapıdadır. Bunlar için hiç bir şey yapamazsınız. Kan bağınız,can bağınız vardır. , atsan atılmaz, satsan satılmaz dediklerimiz .

Hayatımın son döneminde , herkesi olduğu gibi kabul etmeyi iyi öğrendim, düzeltmek için uğraşacak zamanım yok artık. Ama kötülüklerden iyilikler çıkarmanın ustasıyım . Bu burada dursun , bir gün lazım olur dediklerime de bin selam olsun. Emeklerim helal olsun.

Sevgili okurlarım, işte bu tür heterojen özelliğindeki arkadaşlar günümüzde çoğaldı. Menfaatleri gereği yanar dönerler. Sizin yerinize, sizin varlığınıza göz dikerek, belki birgün bende , o noktada olacağım diyerek sizi alkışlarlar . Sonra sonuç düşündükleri gibi olmayınca yanınızdan ayrılırlar . Bu kez başka bir hedefin etrafında yer alırlar( günümüzdeki siyasetçiler ve yandaşlar) . Bunlarda çakma arkadaşlarımızdır. Bizden uzak olsunlar.

Herkesin hayatında deneme yanılma ve doğrusunu bulma zamanları vardır. Her deneyiniz, en iyi sonuç veren deneyler olsun. Arkadaşlarınız, dostluklarınız, hayatınıza kattığınız her bileşik , her karışım homojen özelliklere sahip insanlardan olsun.
Beni takip edin. Kimya hayatı anlama sanatıysa , bir kimyacı olarak, sevgi misyoneri olarak , hayat deneylerinizi sanatta dönüştürme metotlarını yazmaya devam edeceğim.
Kimya ile hayatımızı anlayarak sanata dönüştürelim. Şiir tadında arkadaşlık, resmedilen mutluluk, şarkı nağmeleriyle dillerde adın demek kulağada , gönüllere de hoş geliyor. Hayatı gel içelim gel içelim sevgiden kadehlerle, arkadaşlarımız, dostlarımız ömürlük olsun.
Hoşça kalınız, sağlıklı olunuz. Hep homojen bileşiklerimiz ve homojen karışımlarımız olsun. Arkadaşlığımız Dostluğumuz , komşuluğumuz baki olsun, sevgiyle ölesiye sonsuza dek devam etsin hayatımız şiirlerle resimlerle ve şarkı nağmeleriyle . Hayatı anlıyoruz, anlayarak sanata dönüştürüyoruz.
Sevgimdesiniz her daim.