Günaydın sevgili okurlarım. Hayatı anlamaya , hayatımızı sanata dönüştürmeye devam etmek istiyorum. Bugün yaşadığımız hayatı sanata dönüştürürken kullanacağımız, daha doğrusu kullandığım katalizörlerden bahsedeceğim. Evvela hayat nedir ?diye bir soru soracağım…
Günaydın sevgili okurlarım. Hayatı anlamaya , hayatımızı sanata dönüştürmeye devam etmek istiyorum.
Bugün yaşadığımız hayatı sanata dönüştürürken kullanacağımız, daha doğrusu kullandığım katalizörlerden bahsedeceğim.
Evvela hayat nedir ?diye bir soru soracağım. Ve cevabını kendim vereceğim.
Bana göre hayat bir çığlıkla ses vererek geldiğimiz, kök salmak için durmadan çalıştığımız yoldur. Ayaklarımız yere basacak, aklımız çalışacak,besleneceğiz, büyüyeceğiz . İyi nedir, kötü nedir anlayacağız. İçimizdeki duyguları yeri gelince dışa vuracağız , yeri gelince içimizde saklayacağız. Örnek davranışlarla bize lütfedilen zaman dilimini değerlendireceğiz. Kök salacağız, dal budak vereceğiz , vs . Ve de sonsuzluğa uğurlanacağız. Amacımız bu gök kubbede hoş Seda bırakmaktır, hayatı anlayarak yaşamımızı sanata dönüştürmektir.
İşte bu zaman diliminde hayatımızdaki olayların güzel tat bırakması için hayat deneyleri yapmak zorundayız. Bu deneyler hep zorlu ve zorunlu deneylerdir.
Kimya mühendisliği birinci sınıf öğrencisiydim. Değerli hocam Prof . Fikret Baykurt inorganik kimya hocamdı.
“Laboratuvara gireceğimizi, çok dikkatli olmamız gerektiğini, orada çalıştığımız maddelerin ellerimize , gözlerimize bedenimize yapacağı etkileri iyi bilmemiz gerektiğini söylemişti. Deney föylerini iyi okuyun, yapmanız gerekenleri , kendinize özen göstererek deneyin demişti. Birde yaptığınız her deney iyi sonuçlanmaz. Laboratuvarlarda deneyeceksiniz, yanılgılarınız, yanlışlarınız olacak ve en doğru sonuca ulaşacaksınız , Bu deneyleri yaparken bazen gündüzünüzü geceye katacaksınız . Sonuçlara katlanmayı bilmelisiniz, bir daha denersiniz, ama harcadığınız emek ve zaman çok önemlidir unutmayınız”demişti.
Ben o gün laboratuvara girerken öğrendiğim bu öğüte çok değer verdim , bütün ömrüm boyunca bu sözler hayatıma damga vurdu.
Emek harcamak,
zaman kayıbı . Bu kavramlar beni çok etkilemiştir . Hayatımı idame ettirirken bu iki şeye çok dikkat ettim.
Emeksiz lokma yenmiyor, belki yeniyor, yutuluyor ama haz vermiyor. Ben hiç emeksiz lokma yemedim. Önüme sofra kurulduğunda bile,oraya gelme zahmetinde bulunmamın ve hazırlanmamın bir emek olduğunu düşünürüm.
Hazır lokmayı yutarken bile emek harcarım.Zamanı israf etmeyi, boşa geçirmeyi de hiç sevmem. Hatta çok az uykuyla yetinirim, az uykuya alışarak , vücudumu dayanıklı hale getirmişimdir. Uykuda geçen zamanı boşa geçmiş sayarım. Sabahları erken uyanmam bundandır.
Hayat deneyleri çok zaman alıyor , ömür boyu… zahmetlisi var zahmetsizi var. Ama bana göre zahmetlisi çok değerli çünkü içinde emek var.
İyisi var kötüsü var. İyi – kötü , sevinç -üzüntü , hastalık -sağlık ,sefa- cefa, çalışkan- tembel , hayat tezatlarla doludur. Birini yaşamadan diğerinin kıymeti bilinmiyor maalesef , öyleyse iyisini ve güzeli bulmak için emekle en güzelini ortaya çıkarmak gerekiyor.
İşte hayat… yine laboratuvar çalışmalarımdan öğrendim ki bazı deneylerde katalizör kullanmak gerekiyor. İşte hayat derken , hayat deneylerimde çokça katalizör kullandığımı anlatıyorum . Hayat deneylerimde en çok kullandığım, çok etkili olduğunu iddia ettiğim tek şey “SEVGİ” dir. . Hayatımın her safhasında kullanıyorum aş oluyor,ilaç oluyor, şifa oluyor.
Ben kimyacıyım. Karıştırarak kıvamında tatlar elde etmek bir kimyacının en önemli meziyetidir. Hep homojen , karışımlar yapmaya gayret ettim.
Yemek yaparken yemek yaptığım malzemelerin içine bazen bir tutam, bazen bir avuç ,bazen bir çimdik sevgimi katarım, ama gönülümden geldiği gibi gönül dolusu katarım, müthiş lezzetler ortaya çıkar. Tarif verirken en başa , bütün malzemeleri sevgiyle karıştırın derim. Şekerin, tuzun unun miktarını azalta bilir, çoğalta bilirsiniz, gönlünüzden gelen sevgiyi kıvamında kararında katmaya özen gösterin derim.
Çiçekler, doğadaki canlılar sevgiyle can buluyor.Yine kitapçıdan kitap alıyoruz. Sevgiyle severek okuyorsak hem aklımızda , hem kalbimizde yer ediyor. Satırları içselleştiriyoruz. Sevgiyle, sevgiye dair olan sayfaları hayatımıza uyarlıyoruz .
Öğretmenini sevdiğimiz dersler favori derslerimiz oluyor, kalıcı oluyor bilgiler. Hatta öyle ki, öğretmenimiz idolümüz oluyor.
Arkadaşlık dostluk komşulukta böyle pekişiyor.
Ben TSM ve THM ‘i hayranıyım ve iyi bir dinleyiciyim. Araştırdım , sanatçılarımızın, bestekarlarımızın çoğu kimyacıymış. Şair olanlar yazarlar edebiyatçılar çok önemli, tabi ki çok değerliler . Hayat deneylerinin katalizörü sevgi olanlar , hayatı şiirle şarkıyla , romanla harmanlayanlardır.
Ben Sevginin yanında iyi niyeti, güzel düşünceleri de katalizör olarak kullanıyorum . İyi düşünürsem iyi olacağına inanarak başlarım yaptığım her işe.
Geçen bir yazıda okudum.
“Bu hayatı kalıcı yapanlar, uzun soluklu yapanlar, iyiliğe de , kötülüğe de yama yapmayı bilenlerdir” diye yazıyordu çok etkilendim. Yazarı bu deyimi uzun süre devam eden evlilikler için kullanmıştı.
Belliki bizden önceki kuşağı anlatıyordu. Onlar sevginin sevmenin kıymetini bilenlerdi. Kırılanı çöpe atmadan onararak uzun soluklu yaşayanlardır. Yoktan var etmenin ustaları.
Uzun soluklu ilişkilerde sevgi katalizördür tamam da , kırılanı yıprananı delineni ve söküleni onarmak lazımdır. Onarmak yine sevgiyle tatlı dille oluyor sevgili okurlarım. Kırdığımızda özür dilersek, sökükleri dikersek, büyük delikleri yama ile kapatırsak arkadaşlık ilişkilerimiz daha uzun soluklu olur. İspatlı deneylerimdendir.
Yine anneciğim hep derdi ki,
“Bu hayatta kötüyü alıp iyiyi vermiyorlar, bu yaşıma kadar hiç görmedim. Sen her fırsatta iyi hasletlerini ortaya çıkar, iyinin değerini anlat . Kötülüklerden iyilik çıkarmanın ustası ol”.
Hayat deneyleri insanı yoğuruyor. Ama sevgiyle tatlı dille yapılan deneyler kalıcı oluyor örnek oluyor. Zamanında kıvamında katalizör olarak kullanırsanız kazancınız büyük olur. Verici olmak kadar alıcı olmakta değerlidir. O zaman kazançlarımız eşit olur, birlikte olur.
Gelelim can suyuna. Çiçek dikerken , en son can suyunu ver deriz, işte o çiçeği yaşatan can suyudur , kök salmasını , büyümesini, o toprakta yer edinmesini sağlar. Çok hasta olduğumda güzel sözleriyle, ziyaretleriyle yanımda olanlar bana can suyu olmuşlardır. Doktorlarım bana en uygun can suyunu kullanmışlardır. Hayat deneylerimizde can suyu da önemli katalizörlerden biridir.
Hayatı yaşarken anlarken, sanata dönüştürürken , deneylerimiz hep kararında kıvamında olsun. Homojen özelliğimiz sevgimiz, can suyumuz hep olsun canlarım.
Bu yazı serisini tamamlamaya çalışırken küçüklüğümden bir anımı anımsadım .
İlkokuldaydım, baharda, taze soğan yeni çıkmıştı. Arkadaşımın evinin bahçesi vardı. Okul sonrası onlara gitmiştim.Ekmek peynir yanında da şenlikten taze soğan ikram etmişti bana . Soğan çok acıydı. Dilimi boğazımı yakmıştı. Ben bu soğanı yemem çok acı dediğimde,
Cevabı şöyleydi,
“annem soğanı ekerken çok dikkat eder, diken kişilere , sakın (osu…… mayın ) gaz çıkarmayın der. Bu sene tembihlememiş herhalde . Bu yıl ki soğanlar çok acı, göz yaşartıyor.
Ne alaka demiş gülmüştüm.
Günümüzde sadece soğanlar acı değil. Ekmekler acı, sular zehirli. İnsanlar birbirine acı yaşatmak için adeta yarışıyorlar . Her şey acı, acı oldu hayatımız.
Demek ki, insanlar hazımsız, gaz sıkıntısı çekiyorlar. Ekerken , dikerken hazımsızlıktan rahatsız oluyorlar ve içindekileri etrafa saçıyorlar. Günümüzdeki acılar insanların doyumsuzluğundan , emeksiz yediklerinden, birbirine kinle bakmalarından kaynaklanıyor. Üzgünüm.
Bol katalizörlü, sevgiyle, anlayışla iyi sonuçlar alacağımız hayat deneylerimiz çok olsun.Hayatımız şiir gibi, şarkı gibi, uzun soluklu roman gibi olsun, güzel sanat olsun hayatımız. Yer gök sevgi olduğunda ülkemiz ve dünya insanları huzur bulacak.
Beni takip edin, birbirimizi sevelim.
Siz benim sevgimsiniz, SEVGİMDESİNİZ…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.