Kimya hayatı anlama sanatıdır 4

Sevgili okurlarım, günaydın. Hayata geldiğimiz andan itibaren kimya ile iç içeyiz . Oluşumumuz zaten kimyadır. Farklı cinsiyetteki iki kişi aralarında oluşan çekim kuvvetiyle birleşiyor . Ve evlilik dediğimiz olay gerçekleşiyor…

Yayınlanma: Güncelleme: 262 views

Sevgili okurlarım, günaydın.
Hayata geldiğimiz andan itibaren kimya ile iç içeyiz . Oluşumumuz zaten kimyadır. Farklı cinsiyetteki iki kişi aralarında oluşan çekim kuvvetiyle birleşiyor . Ve evlilik dediğimiz olay gerçekleşiyor. Tıpkı bileşik oluşumu gibi. Sonra kuralına uygun , karışımlar , alaşımlar oluyor dostluklar arkadaşlıklar başlıyor. Oluşumumuzu ve çoğalmamızı ve de sevgiyi ben hep kimya ile anlatıyorum. Sevginin kimyası , yaşadığımız hayatın kimyası, yediğimizin ve içtiğimizin kimyası…. Konuştuğumuz kelimelerin bile kimyası var .

Anlat bana gül goncası, gördün mü ,
Gül renkli yüzün benli de , göğsün niye bensiz
diyor bir şarkının güftesinde .
Bende diyorum ki, anlat bana, hayatımız niye kimya? …
ve anlatıyorum durmadan kimya hayatı anlama sanatıdır .
Kimyayı iyi öğrenirsek, hayatımızı sanata dönüştürürüz yediğimiz içtiğimiz her şey , yaşadığımız her an şiir olur, şarkı olur, mutluluğumuz resim olur.

Yediğimiz içtiğimiz , giydiğimiz her şey , soluduğumuz hava , bastığımız toprak hep kimyasal yapıya sahiptir. Öyleyse hayatımızı kimya ile açıklayabiliriz.
Bazen iki kişi aralarında konuşurken, bunun kimyası nasıl, sen bunun kimyasından bahset dediğimiz anlar çoktur.
Öyleyse , hayatımızda hep kimya varsa, kimya hayatı anlama sanatıdır dememiz kaçınılmaz oluyor.

Bugün bu yazı dizimin dördüncüsüyle yine beraberiz .
Üniversitedeyken üçüncü ders yılında organik kimya ile tanıştım. Gerçi lise üçüncü sınıftada organik kimya okumuştum, tabi bilgilerim lise seviyesindeydi. Organik kimya deneyleri , organik kimya formülleri , inorganik kimyaya göre daha zordur .
Çünkü organik kimya bizim oluşumumuz dur , su inorganik bir bileşiktir . Fakat suyu yalnız içmek için kullanmıyoruz. Suyun arıtıcı ve temizleme gücünü sabun , deterjan gibi organik bileşikler ortaya çıkarıyor. Yani inorganik bileşiklerde , organik bileşiklerle bağlantılıdır, birbirlerini tamamlarlar . Yemeklerde kullandığımız yağlar , tereyağı, zeytin yağı , ayçiçek yağı hep organik bileşiklerdir. Karbon elementi, organik kimyanın mihenk taşıdır.
Bu yüzden organik kimyayı daha farklı sevdim.
Çünkü , organik kimya deneyleri hayatımızla daha çok içiçe. Zaman alıyor, uzun sürüyor, yorucu oluyor . Ama tıpkı hayat deneyleri gibi sonuçları iyi oluyor,faydalı oluyor ve başarıyla sonuçlanıyor . Yine yediğimiz , içtiğimiz , kullandığımız bir çok şeyin temelinin organik bileşikler olduğunun bilinciyle, organik kimyayı iyi öğrenmek için çok çalıştım.
Şimdilerde , her şey yediğimiz tüm gıdalar kimyasallarla yapılıyor, dayanıklı olması için kimyasallarla kaplanıyor. Hazır gıdalar…
Artık bilim adamları , organik olan, orijinal tabii yapıda olan yiyecekleri tüketin diyorlar. Çünkü iyi yaşamak , sağlıklı yaşamak için her şeyin organik olması gereklidir. Elmanın kurtlusunun , meyvenin doğal şekilli olanının , yağın posalarından ayrılmış doğal olanının , yoğurdun evde mayalanmış olanının ve sirkenin evde yapılmış olanının biz insanlara çok faydalı olduğunu söylüyorlar .
İşte organik beslenmemiz için , hayatımızı yaşarken , anlarken kimyanın sanat gücünü kullanmalıyız. El emeği ve doğal beslenmeye özen göstermeliyiz.

Eskiden evler bahçe içindeymiş. Herkes bahçesinde meyve , sebze yetiştiriyormuş. Gübreler doğalmış , yemek artıkları toprağa dökülüyormuş, gübre olsun diye. Sebzeler fide olarak dikiliyor, doğal gübrelerle yetiştiriliyormuş , meyve ağaçları,budanıyor, aşılanıyormuş, daha çok ürün versinler diye. Yağmur suları , kar suları besliyormuş canlı kalmaları için. Doğal yiyerek besleniyorlarmış insanlar. Kuşlar evlerden atılan kırıntılarla, hayvanlar doğadaki doğal şartlarla besleniyorlar büyüyorlarmış . Organik yapılar ve doğallık yaşamak için çok önemlidir

Toprak insanların elektriğini nötürleştiriyor. Zaman zaman çıplak ayakla toprağa basın diyor doktorlar. Günümüzün hastalığı depresyona ve strese iyi geliyormuş toprağa çıplak ayakla basmak. Yine toprağın gücü ile şifa buluyoruz .
Eskilerde herkesin bahçesinde bir kaç tavuk beslemek için küçük bir kümesi varmış. Taze folluktan alınan yumurtalarla besleniyorlarmış çocuklar.
Köylerde ahırlar varmış, ülkemizde tarım ve hayvancılık altın çağını yaşıyormuş.
Süt inekten sebze meyve topraktan, emek insandan olduğu yıllar çok güzelmiş.

Şimdi her yer devasa binalarla doldu. Köylü şehire indi. İthal sebze meyve pazarlarda marketlerde yerini aldı. Tavuklar bile artık kümeslerde değil, kuluçka makinelerinde yetiştiriliyor. İthal et yiyoruz, tropik meyve ve sebzelerle besleniyoruz. Zamanla doğanın kimyasını ve dengesini bozduk. Dolayısıyla günümüzde hastalıklar çoğaldı.

Birde çocuklarımızın yetiştirilmesine göz atalım, çocuklar doğal beslenmiyor, doğada büyümüyorlar . Her yer bina ile kaplandığı için çocuklara oyun alanları yok . Çocuklar doğal sevgiyle büyümüyorlar . Paylaşmayı bilmiyorlar. Ellerindeki teknoloji harikalarıyla büyüyorlar. Dostluğun kimyası da arkadaşlığın kimyası da önce zedelendi, zamanımızda hepten bozuldu. Hatta tarih oldu .
Aile yapısının bile kimyası bozuldu bu çağda.

Ben , bizim kuşak , bizim büyüklerimiz, hayatın kimyasını bilerek sevgiyle büyütüldük, sevgiyle yoğrulduk, her şeyin hasını organik ve orijinal olanını yiyerek , giyerek büyüdük. Yapay çok az şey vardı, üretim vardı, yerli malı vardı.
Süt ineklerden sağılarak , yoğurt evde mayalanarak , tereyağı yayıklarda yapılarak , peynirlerimiz taze sütlerden mayalanarak sofralarımızda yer alırdı. Biz çekirdekten doğal yetiştirilmiş , orijinal ürünleriz. Bizden sonraki nesil bu doğalılığı biraz biraz öğrendiler . Yeni yetişen nesiller suni yetişiyorlar doğallık nedir bilmiyorlar maalesef.

Kimyacılar , her şeyin hasını insanlara faydalı olanını , zehirlerden arıtarak , elde ederler . Yapılan deneyler günlerce sürer, en iyisi ortaya çıkıncaya kadar çalışmalar devam eder.
Hayatımızı kimya ile anlamaya çalışırken , homojen olmaya, organik ve orijinal olmaya dikkat etmenin özelliklerini hayatımızın her safhasına uyarlamalıyız.
Demek ki bu kadar zehir yutmak , doğayı kirletmek insanlar için zararlıdır. İnsanlığın kimyasını bozmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.

Öyleyse , yaşadığımız hayatın içine karmaşık, zehirli ve kötü olan hiçbir şeyi sokmamalıyız. Zaten hayatın çok pahalı , zehir zemberek olduğunu hissederek yaşıyoruz son zamanlarda. Paramız pul oldu, kaos, kargaşa ve sevgisizlik aldı başını gidiyor, doğal ilişkiler azaldı.

Hayatımızı anlama sanatı kimya ise, bu kadar kötü günlerin olayların içinden , organik olanları doğal olanları bulup çıkaralım. Doğal sevelim, gönlümüzden geldiği gibi sevgiyle sevgiye dair konuşalım. Hayatımızın kimyasını bozmadan , hayatımızı şiir gibi , şarkı nağmeleri gibi , mutluğumuzun resimlerini yaparak örnekleyerek yaşayalım.
Yazımı bir temel fıkrasıyla bitireceğim.
Temel bir gün ormanda ağaç kesiyormuş, yediğinin içtiğinin artıklarınıda etrafa saçıyormuş. O sırada çevreciler ormanı geziyorlarmış. Temelin yaptıklarını görünce , Temel’i sen doğanın dengesini bozuyorsun, ne hakkın var diyerek dövmüşler . Temel onların elinden kaçarken Dursun’a rastlamış. Dursun,
Ula Temel, bu halin nedir, sana ne oldi demiş. Temel ,
Sen Doğan’ın yençesini ( yengesini) bozmuşsun diyerek beni dövdüler, halbuki ben Doğan’ı da yençesinide tanımayrum demiş .

Hayatın kimyasını, doğanın dengesini bozanları cezalandıralım. Hayatımızın kimyasını, doğamızın dengesini kimse bozamaz. Zararın neresinden dönülse kardır diyen Atalarımıza saygıyla.
Hayatınız sanatla devam etsin. Her gününüz anlamlı doğal sevgilerle homojen özelliğinizle sağlıkla ve sevgiyle geçsin. Hayatımız bu kadar zorlukların içinde şiir gibi şarkı gibi geçsin. Mutluluğun resmini çizelim ve bir ömre bölüştürerek örnek olalım.
Kimyanın hayatı anlama sanatı olduğunu bilerek zor olan her hayat deneyimiz başarıyla sonuçlansın. İnsanlık kazansın.
Siz benim sevgimsiniz, sevgimdesiniz.

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.