TERCİH SİZİN.

Sevgili dostlar
5 yıllığına ülkeyi yönetmesi için 28 mayısta AKP ye yetki verdik.
Sözleşmeyi imzaladık.
Şimdi 5 ay sonra ise nasıl bir çevrede,nasıl yaşamak istediğimizi belirleyip birine yetki verip,
sözleşme imzalayacağız.
Bu gün seçtiğimiz İktidarın ekonomik politikalarını beğenmiyoruz ve her zaman acımasızca eleştiriyoruz.Özellikle seçimden sonraki uygulamalarını,vatandaşın fakirleşmesi,asgari ücret,mülteci sorunu,EYT,enflasyon,faiz,zam,emekli maaşı,emekli ikramiyesinde ayrım yapılması,gelir adaletsizliği savurganlık yargı tartışması,dış politika,üretim ….vs sadece benim gibi yarım asır CHP ye oy vermiş birleri değil,AKP ye oy vermiş vermemiş cümle alem eleştiriyor.
Ama iktidar yine aynı iktidar.
Memnunuz ki 22 yıldır %50 den fazla oy alarak seçiliyor.
O cenahta değişen bir şey yok.
Peki bu ülkede iktidar alternatifi olması gereken bir de ana muhalefet partisi var değil mi ?
Peki o ne yapıyor.
40 yıldır o da da tık yok.
Kendini %25 e sabitleyip,%25 e fit olmuş,az olsun bize yeter zihniyet.
Ülkedeki bu kadar olumsuzluğa rağmen orada tık yok.
Sorgulanması gereken sadece iktidar mı yoksa iktidar olmak istemeyen muhalefet mi?
Allah aşkına 6 aydır vatandaştan kopmuş kendi koltuklarıyla uğraşan bir muhalefet her şeyi özetlemiyor mu
50 yıl dur hem yerelde,hem ulusal bazda “kime oy vereceğim,ben sosyal demokrat biriyim,kendi partime oy vereceğim” dedim,dedik.
Ama her seferinde kullanıldık kandırıldık.
Ha şimdi,ha yarın,ha oldu,ha olacak,ha gayret,şimdi ka za nı yo ruz söylemlerinin masal olduğunu,ninni olduğunu 28 mayıs seçimlerinde alanen gördük.
Hele 5 kasımda yapılan CHP kurultayın ikinci turunda herkesin gözü önünde,
“Hayır bırakamazsın,çekilirsen hakkımı helal etmem,buna izin vermem” diyen imam kılıklı apuksapık yetkisiz bir kişinin emir ve talimatıyla hareket eden bir Genel Başkan profiline ilk kez şahit olduk.
İnanın o kamera görüntüsünü izleyince kendime yıllarca haksızlık yaptığımı düşündüm ve utandım.
Hepimize umut olmuştu.
En azından biz öyle düşünmüştük.
Peki bu zamana kadar kurultaylarda bizi temsil eden delegelere ne demeli.
CHP de söz sahibi bu delegeler değil mi?
İllerde,ilçelerde bu partiyi bu insanlar yönetmiyor mu?
Eeeeeeeee değişim sadece bir genel başkanın değişimiyle mi olur?
Yani şimdi biz,sosyal demokratız diye bu teşkilatın belirleyip önümüze koyacağı Belediye Başkan adaylarına kuzu kuzu oy mu vereceğiz?
Şaka gibi değil mi?
Arkadaşlar,CHP de baştan itibaren değişim olmasını isteyen delegelere diyecek lafım yok,onlar baş tacı.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen Kılıçdaroğlu devam etsin diyen 664 delegeyi nereye koyacağız?
Bu siyasi kurnazlar bizim aklımızla alay etmiyorlar mı?
Sosyal demokrat seçmenin yani tabanın tepkisine rağmen kurultayda delegenin yarısı Kılıçdaroğluna oy verdi mi ?
Vermedi mi?
Verdiiiiiiiiii.
O halde bunların meselesi ülke veya vatandaş falan değil,sadece kendi bekaları,kendi koltukları.
Herkes siyasi cambaz olmuş.
Saf olan biz vatandaşlarız.
Kılıçdaroğlu’na oy verenlerin içinde il başkanları,milletvekilleri,ilçe başkanları,Belediye Başkanları,il genel meclis üyeleri yöneticiler delegeler var.
Şimdi hepsi ÖZEL olarak,ÖZEL’ci olmuşlar.
Çark edenler mi,takla atanlar mı,secdeye duranlar mı,af dileyenler mi,yalakalar mı,maymunlar mı ,tilkiler mi istersiniz,içlerinde her çeşit numara,her çeşit turfanda var.
CHP de değişim meğişim hikaye.
Değişim olacaksa şu anki seçilmiş seçilmemiş tüm kadrosundan temizlenimeli,arınmalı ki insanlar değiştiğine ikna olsun.
Yoksa eski tas eski hamam olur.
Siyaset gelir kapısı olmuş ,meslek olmuş,cukka doldurma yeri olmuş ve kirletilmiş.
Bu zamana kadar CHP teşkilatı seçime 3-4 ay kala piyasaya çıkıp MIŞ gibi yaptı AKP ise seçim bittiği gün bir sonraki seçim çalışmasına başladı..
Aradaki fark bu.
Bu uyanık kardeşlerimiz önümüzdeki yerel seçimlerde pandemiye rağmen,4,5yıldır hiç uğramadıkları kapılara gelerek,hiç görmedikleri insanların yüzüne bakıp utanmadan nasıl oy isteyecekler, hangi yalanları söyleyecekler,hangi boş vaatlerde bulunacaklar,hangi birlik beraberlikten bahsedecekler çok merak ediyorum.
Nasıl olsa sosyal demokratlar cepte keklik,oyları ipotekli,son 4-5 ay kala göz boyamayla,kafa okşamayla,birazda kesenin ağzını açmakla meselenin halledileceğini,seçim kazanılacağını düşünürler.
Çünkü bu zamana kadar hep böyle olmuş.Aynı kurnazlık devam ediyor.
Nasıl olsa bu millet balık hafızalı, kimse sormaz sorgulamaz eleştirmez
Vel haya vel iman.
Kendi bekası için vatandaşın temiz duygularını kullananlar ile benim çocuğumun geleceğinden çalıp kendi çocuğuna hak görenlerde ar,ahlak,vicdan,şeref,inanç,onur arayan yanılır.
Peki,bizler bu tipleri hala değerli görüyor,ilgi ve saygı gösteriyor hesap sormuyorsak bizler de kendi ahlakımızı sorgulanmamız gerekmiyor mu?
Sana neden oy vereyim?
Sana oy vermem için sebebin ne?
Kanıtın ne?
Eserin varmı? neler yaptın ?
Farkın ne,farklı ne yapacaksın?
Projen var mı,diye sormayalım mı?
Sorarsak ayıp mı etmiş oluruz?
Kendini sosyal demokrat,eğitimli ve akil gören kardeşlerimde tavsiyem onlarda sorgulamalı.
Çünkü artık boş laf dinlemek istemiyoruz HİZMET istiyoruz,ama sadece HİZMET.
Yaşadığınız çevreye ve kendi sosyal yapınıza bir göz atın,yeteri kadar hizmet almış,memnun ve mutlu,yaşadığınız yeri Işıl Işıl,pırıl pırıl ise sorun yok,değilse nedenini yetkiliye milliyetçiysek tabiki soracağız.
Ancak milliyetçilik benim adamım demekle,kuru lafla, mazeret üretmekle,ağlamakla,tembellikle,kötü yönetmekle olmaz kaynak yaratmakla,insana dokunmakla,insanına hizmetle olur.
Milliyetçiliğin tanımı değişti de yoksa biz mi kaçırdık.yerel seçim siyaset üstü bir mesele olmalıdır.
İdeolojik,siyasi,arkadaşlık,akrabalık,dostluk,bölgesel,çıkarcı,o cu bu cu,sevip sevmeme ve bireysel bakıp oy verirseniz kaybetmeye mahkum olursunuz.
Tercih sizin.
Saygılar