Değerli dostlar,
Önemli gördüğüm toplumsal bir konuyu şahsım üzerinden 2 bölüm halinde sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hiç kimseyi ima bile etmiyorum.
Ancak buna rağmen yinede üzerine alınan,alınganlık gösteren olursa,işte tamda onlara söylüyorum.
1.BÖLÜM
Ben Kaya Aydın,
Hayatım boyunca kimsenin gazıyla hareket etmedim,kimseye yağcılık yapmadım,kin tutmadım,doğruyu güzeli,medeni ilişkiyi,hizmeti hep destekledim.
Yanlışın kimliği ile ilgilenmedim yanlışa yanlış dedim,her zaman açık ve şeffaf oldum.
Siyasetçi değilim,hayatımda siyasi beklentim olmadı,bundan böylede olmayacak,hakkım olmayan hiç bir şeye elimi uzatmadım,en yakınlarım dahil hiç kimseden bir kuruş borç para almadım,hırsızlıklık yapmadım,maddi ve manevi kul hakkı yemedim.
30 yıl en üst düzeyde çatıştığım kurumumda maaşımın dışında çöpüne elimi uzatmadım,makamımı kullanıp rant sağlamadım,hatta bir kez avans bile aldığımı hatırlamıyorum.
Aldığım maaşımla yetindim.
Hep üst düzey çalıştım.
Maaşla ne kadar servet yapılabiliyorsa o kadar yapabildim.Bir kaç yılda ölçüsüz büyümedim.
Bundan böylede hiç bir makama mevkiye,çıkara,gayrimeşruluğa aday falan da değilim.
Dünya görüşüm belli,milliyetçi demokrat yurtsever Atatürkçü laik pozitif ayrımcılığa sonuna kadar karşı insanıları tasnif ederek o cu,bu cu demeden,insan olduğu için seven biriyim.
Hayatım boyunca siyasette tek tercihim oldu.HİZMET.
Günümüz siyasetine,tüm siyasi partilere,seçilmişlere ve seçileceklere yaptıkları yada yapacakları HİZMET kadar yakınım,yada uzağım.
Seçimde aday olan hiç bir kimseye iş bulma,kariyer ve servet sahibi yapma,itibar kazandırma,bir yere taşıma diye bir görevimin olduğunu düşünmüyorum.
Ben bir insanım,sosyal bir varlığım,her insanın parmak izinin,düşüncesinin farklı olması gibi bende farklıyım.
Benimde herkes gibi kendime özgü zaafım,duruşum,kişiliğim,karakterim,dünya görüşüm var.
Hala canlıyım,yaşıyorum.
Kimseyle ne kişisel bir sorunum,ne de kimsenin kişiliği ile bir derdim var.
Doğup büyüdüğüm,anılarımın olduğu çevremi,bölgemi,toprağımı,insanlarımı çok seviyorum.
Yaşamımın kalan kısmını,bir tek kriterim dışında Piraziz/Şeyhli’de noktalamayı düşünüyorum.
Yaşadığım yerin pırıl pırıl,Işıl Işıl,tertemiz,onarımı peyzajı yapılmış,bakımlı,çağdaş modern yaşanabilir sosyal bir çevrede barış içinde mutlu huzurlu insanca ve özgürce yaşamak istiyorum.
Bunu vatandaş olarak istemeye hakkımız yok mu?
Yapmak çok mu zor?
İstemeyen varsa lütfen el kaldırsın?
Seçimleri de bunun için yapmıyormuyuz?
Seçilmek için aday olan kardeşlerimizin hedefleri de bu değil mi?
Yoksa biz mi yanlış biliyoruz?
Seçimde birliktelik etnik kökende,hemşehricilikte,dostluk akrabalık hemşehricilikte ideolojide olmaz sadece,HİZMETTE olur.
Yaşadığım çevreye kim emek ve özveride bulunup tek bir çivi çakmışsa her zaman baş tacı ettim,bundan böylede baş tacı ederim.
Her yerel seçimde olduğu gibi bu seçimde de tarafım,anacak körü körüne taraf değilim.
Bize,çevremize,ortak kullanım alanlarımıza fiziksel kültürel sosyal sanatsal sportif anlamda hizmet edeceğine inandığım her kimse,o kişiye TARAFIM.
Ulusal seçimlerde dünya görüşümü önemserim,ancak,yerelde seçilecek kişininin kim,nereli,hangi partiden,hangi mezhepten,hangi etnik kökenden,hangi dinden,hangi imandan,hangi bölgeden,hangi kasabadan,hangi köyden,kimin neyi kimin fesi akraba,hısım,arkadaş,kardeş,dost……ne olduğu beni hiç ilgilendirmiyor.
Tek ölçüm,tek kriterim HİZMET.
Gücü,yetkisi,makamı olup,yaşadığım çevreme,bu topluma hizmet etmekte cimri davranan,kendi beka ve hayalleri için insanların temiz duygularını kullanan her kişiye her kuruma,her siyasete,her siyasiye,kısaca kimse o,dibine kadar karşıyım ve muhalifim.
Menfaatçi,asalak,yalaka,dalkavuk,ispiyoncu,dönek,liboş,dedikoducu,ikiyüzlü,nemelazımcı hiç bir zaman olmadım.
Hep toplumsal duyarlılığı ve toplumsal menfaati ön planda tuttum.
Tüccar değilim,öğretmenim,para kazanmayı hiç öncelemedim önceliğim hep insan oldu.
Hayatım boyunca kirli para beni,bende kirli parayı sevmedim.
Hala çalışıyor,üretiyor,işe yaramaya,gücüm yettiği kadar birilerinin yaralı parmağına işemeye çalışıyorum.
Hizmet etme vaadiyle seçilmiş fakat yeterli hizmeti üretememiş kim olursa olsun eleştirimi,önerimi,talebimi dile getirir asla duyarsız davranmam.
Hiç bir zaman sürünün bir parçası olmadım.Olmam da.
Şahsıma ait bir oyum var ona ipotek koyacak,yönlendirmeye kalkacak,hatta îmâda bulunacak kim olursa olsun seçimden önce yada sonra karşılığını ödetirim.
Hayatımda ikna olmadığım hiç bir konuya tek bir adım atmadım,atmam.
Medeni ülkelerde İnsani ilişkiler ile siyaset,hiç bir zaman bir arada değerlendirilmez.
Bizim ülkemizde maalesef bu hem özlenen,hem de yadırganan bir davranış olması üzücüdür.
Seçimler bayram günleridir.
Strese,baskıya,kaygıya,sürtüşmeye,tartışmaya dönüşmesi cahilliktir cehalettir,hele bunu başkalarının hayali adına yapılıyor olunması ise zır cahilliktir.
Küçük yerlerde toplumsal barış,birlikte yaşama,samimi ilişki ve hatırın her zaman ön koşul olması gerektiği hiç unutulmamalıdır.
Yerelde herkes herkesi tanır bilir.
Kimse saf değil,salak değil,aptal değil,kör hiç değildir.
Herkes yapılanı yapılmayanı,imkanı imkansızlığı,iyiyi kötüyü görecek ve değerlendirecek düzeydedir.
Kaldı ki yerel seçimlerde tüm adaylar tanıdığımız,arkadaşımız komşumuz,kardeşlerimiz,yani bizlerden biri olduğunu unutmayın derim.
2. BÖLÜM
Aslında basit gibi gözüken,ancak hepimizin yaşamını olumsuz etkileyen,enerjisini motivasyonunu toplum barışını ve güvenliğini zedeleyen,Bazen kraldan çok kralcıların,siyasi kurnazların,akil görünümlü 10.5 kelimeyle konuşan,dünyadan bihaber cahillerin,çıkarcı cambazların kullandığı zehirli sağlıksız ruh hali ve toplumu virüs gibi kemiren bir konu;
Önyargı ,dedikodu,laf taşıma,yaftalama,gıybet,iki yüzlülük,ispiyonculuk,tetikçilik ve kişisel küçük menfaatler.
İnsanların farklılıklarını,farklı bakış açılarını,farklı düşüncelerini,medeni ve insani ilişkilerini kullanarak farklı yorum yapan,oradan nemalanan,laf sokmaya,ima etmeye,dedikodu üretmeye,kutuplaştırmaya,ötekileştirmeye,ayrıştırmaya,karıştırmaya,kışkırtmaya çalışan küçük beyinli hastalıklı canlı türlerinin olduğunu hepimiz biliyoruz.
Bu tip parazitler her seçim döneminde sokağa salınırlar,bu seçimde ise yine ortalıkta olacaklar.
IQ su düşük,şark kurnazı,cahiller piyasaya çıkıp kendi ile aynı düşünmeyen insanları tukaka etmeye ve buradan kendilerine ekmek çıkarma çabasına gireceklerdir.
Değerli dostlar toplumunda en tehlikeli insan,niyeti kötü olan değil,niyetinin kötü olduğunu gizleyen dedikoducu,sinsi,içi pis,nankör,ispiyoncu tiplerdir.
Bu kardeşlerimiz maalesef bizim bir gerçeğimiz,onları ne yok edebiliyoruz,ne de yok sayabiliyoruz.
Toplumda bu tipleri herkes tanır,ancak genellikle bulaşmak istemez,nemelazımcı davranırlar.
Bu aklı kıt,beyni küçüklere bir tavsiyem olacak.
Endüstri 4.0 dönemindeyiz teknoloji çok gelişti,bilgi parmağınızın ucunda,zaman çok değerli,enerjinizi ve zamanınızı bu tür gereksiz,ahlak dışı uğraşlara değil,bilgi dağarcığınızı ve zekanızı geliştirmeye harcayın ki kendinize ailenize,çevrenize,topluma birazcık faydanız olsun,cocuklarınıza ve torunlarınıza da kirli olmayan temiz bir miras bırakmış olursunuz.
Ayrıca cin olmadan şeytan çarpmayın,artık biraz büyüyün,medeni olun,gelişin,değişin,olgunlaşın azda olsa kendiniz olun,kabuğunuzdan çıkın,akıllı olun,medeni olun,kısaca biraz insan olmayı deneyin.
Bizler yanar döner,ortama göre hareket eden birileri değiliz.
Zorunlu olmadıkça kavga etmeyi sevmeyiz,hizmeti her zaman takdir eder,yapılmayanı çesaretle mertçe söyler,eleştirir,yerer,gerekirse sesimizi yüksek çıkarırız.
Bizim kanımızda esaret yoktur,birilerine,bir zümreye,bir guruba,bir düşünceye,bir siyasi partiye,bir bölgeye hatta kardeşimize babamıza bile bazen eyvallahımız olmaz.
Birilerine tetikçilik yapmayı,yanlışı doğru gösterme çabasını,bir kemiğe tav olmayı,körü körüne biat etmeyi,bir sahte gülücüğe yelken indirmeyi ahlaksızlık şerefsizlik onursuzluk namussuzluk sayarız.
Her zaman doğruyu,insanlığa faydalı olanı,yapılanı HİZMETİ destekledik,destekleriz.
Bizde dost güvendir.
Dostu sırtından hançerleyen kalleştir,haindir.
İki kişi arasında konuşulan 3.kişiye gitmez.
Güven namustur,şereftir”namaz kılmaya benzer bir kez niyet edildi mi sağa sola bakılmaz”.
Bizler atalarımızdan dedelerimizden,toprağımızın yetiştirdiği saygın LİDER’lerimizden böyle gördük,öyle yaşadık.
Bazen bizimle iki kelam etmeyen,tanımayan,karakterimizi,düşüncemizi,yaşamımızı bilmeyen veya her gün gördüğü halde tanıyacak zekası olmayan lavuk,sinsi,gereksiz tipler,dolma bilgiyle veya gerçeği öğrenecek cesareti olmayanların ahkam kestiklerine zaman zaman şahit oluruz,o zavallıları ciddiye almak şöyle dursun,ciddiye alanlarıda aynı düzeyde değerlendiririm.
Ölü ağacı budamakla,sabit fikirli insanlara laf anlatmak beyhude bir çabadır.
Dinini tilkiden öğrenen insanlar hangi makamda olursa olsunlar sadece toplumu oyalarlar.
Akıl,vicdan ve inanç ahlakla birlikte güzeldir,anlamlıdır.
Bu içi boş tiplere önce akıl sağlığı,kendi evlerinin önünü temizlemeyi ve “murat gilin damından atlamayı”tavsiye ediyorum.
Ateşin yanında barutunuz yoksa bir gün kül olmaya mahkum olacağınızı hiç unutmayın.
Çünkü zerdaliden Düdük olmaz.
Sayılarımla…
