yazılarımı okuyan gücümü , enerjimi merak eden tüm gönül dostlarıma
Canım öğretmenim, bu yazınızı bize atfetmeniz nasıl bir kıvanç. O kadar yol gösterenimsiniz ki…
Sadece sever ve yaparsınız ‘ şimdi sıra onda’ ‘ biraz da o birseyler yapsın’ demezsiniz. Yaşı kaç olursa olsun sevdiğinizi bıkmadan yorulmadan sıraya bindirmeden arar, bir derdi varsa çözmeyi hemen kendinize dert edinirsiniz, çözersiniz de.
Bu nasıl bir egosuzluktur.
Doğruya ‘ doğru bu devam et ‘ dersiniz, yanlışı hiç gevelemeden ama nazikçe vazgeç dersiniz. Bu nasıl korumacılıktır.
Sabrı, hoşgörüyü, nezaketi, desteklemeyi, sevmeyi kimliğinize öyle bir nakışlamışsınız ki yaşamın danteli gibisiniz.
Kendi adıma her güzel günümde yanımda oldunuz, zor günlerimde o bakışlarınız hep baston oldu bana ki zaten yanı başımdaydınız.
Bir benim mi herkesin, herkesin. Sevmeden de emek vermeniz bir başka büyük meziyetiniz.
Sayenizde şiar edindiklerim var. Doğru yolda doğru iş yapıyor, minik canlara dokunuyorsam , dediğinizi yapıyorum ve meyve veren ağaç taşlanir, öndeyim ki arkadan sesler geliyor diyorum, yola devam ediyorum . Birlikte nicelerine ve nice yıllar#Canlarım günaydınlar ,
Meğerse ben güzel günleri yıllardır bekliyormuşum, hep özlemliymişim güzel günlere . Fakat son iki üç yıldır aydınlık günleri daha çok özler olmuşum, daha çok karanlıklara maruz kaldığımız için… Yıllar eskiyerek biterken , 2005 yılında da , 2010 yılında da ….. …. 2018,2021 yılında da yazdığım dilekler aynen devam ediyor. 2022 yılına girmemize dört gün kaldı, yine aynı dilek ve temennilerle 2021 in kapanışı yapıyorum . Bir farkla, hayatımızda yeni bir kapıyı aralıyoruz , ikinci emeklilik başlıyor eşimle benim için , üstüne üstlük bir de Corona belası sarmış etrafımızı. Aydınlığı özler olduk sevgili gönül dostlarım. Devlet katında işler yine yalanla dolanla daha da kötüleşti. Ulusum çok fakirleşti, geçim sıkıntısı had safhada . Gelen yıllar ne yapsın ki, sadece 365 güncük ömürle.Yıllar kolay olanları hallediyor, aynı insanlar , insanların kafa yapıları değişmiyorsa, ruhları aç gözlüyse, doymuyorsa yıllar ne yapsın … Çünkü gün 24 saat, mevsimine göre gün kısalıyor , gün uzuyor , gece gündüz eşitleniyor … Nüfus artıyor.Teknolojik bilgiler çoğalıyor,değerler durmadan değişiyor. Çağın ilerisindeyiz, çağın gerisindeyiz diyerek yuvarlanıp gidiyoruz. Derken yılların miadı dolup gidiyor. Bizim bir ömre sığdırmaya çalıştığımız işlere 365 gün nasıl yetsin. Çoook çalışmak lazım çooook.
Sevgiyle yol almak,illa ki sağlıklı olmak,sağlıklı düşünmek lazım..
Sevgili gönül dostlarım,
Eskittiğimiz yılın bitmesine bugünle birlikte dört gün var. Ne umutlarla benimsemiştik bu yılı. Ne güzellikler yüklemiştik, temennilerimizle. Hatta çoğumuz tehdit bile etmiştik, isteklerimizi bize getirmezsen senide eski yıl gibi ihtiyarlatır, eski yıl gibi postalarız demiştik.Çok gayret etti garibim, bocaladı uğraştı, yapabildikleri ancak bu kadarmış. Hatta hiç bir şey yapamadı, daha da kötüleşti yaşam . Yapamadıklarını yeni yıla yükledi, gidiyor işte vebaliyle . Esefle uğurluyoruz onu, umutla karşılıyoruz yeni yılı. Hep yaptığımız gibi…
Sevgili gönül dostlarım, bu sabahta uyandım, hamdolsun diyerek göz açtım , umutlarımı kaybetmemişim , ne mutlu bana diyerek hep yılları sağlıkla uğurlamak nasip oldu bana dedim . Ben her zaman , bu günlerde , geçen günlerimin imuhasebesini yaparım. Önce sağlık haneme bakarım. Doktorlarla işim az olmuşsa sevinirim. Sonra, yaşadığım olaylara bakarım. Güzellikler ve güzel olaylar yaşamışsam içime sevgi dolar. Hüzünle geçen günlerim içimi karartsa da o günleri, bir daha yaşamak istemem ,fakat kötü anılar olarak saklarım. Ders çıkarır bir daha yaşamamaya gayret ederim Etrafımdan eksilen gerçek dost bellediğim halde , beni yanıltanları içim kıyılarak, bu dünyadan uçup giden dostlarımı da da sevgiyle rahmetle anarak anı defterime not düşerim, hesap tutmuştur diye. Alacak verecek yok diyerek yeni bir sayfa açarım, bembeyaz. İlk cümlesi sağlık dilemektir, sevgi bereketi ikinci cümledir. Bu yılda sevgiyle yaşamaktır emelim diyerek devam ederim satırlarıma. Yaptığım yanlışları not alırım. Güzel gözlerle , gönül gözümle bakarım can dostlarıma. İçim sevgiden dolup taşmış bu yılda derim. Derimde o güzellikleri güzel günleri resmederim. Hayal-i cihan değerdir o güzel günler .
Bu yıl sevgiyi daha çok yazmalıyım, inatla sevgiyi öğretmeye devam etmeliyim dedim . Her yıl yaptığım , yazdığım gibi, 2022 yılı tüm ulusum ve dünyam için Sevgi ve Barış yılı olsun. Umutlarımız gerçekleşsin.
Yazılarımda sevgiye, sevmeye dair mesajlar vermeye özen gösteriyorum. Dün sevgili öğrencim ,Can kızım , Biray’la telefonda çok uzun konuştuk, yazılarımda verdiğim mesajlar üzerine. Yazılarımı okuyunca algılarını bir deftere kaydediyormuş. Öyle mutlu oldum ki, hoş sedam yüreklerde kalıcı oluyor ,defterlerde kayıt altında diye. Onun yorumları , algıları benim için çok önemli. ” Tam olarak bu mesajı mı vermek istediniz , yoksa ben mi öyle algıladım? “deyince nutkum tutuluyor. Çünkü vermek istediğim mesajı , algısıyla öyle güzel ifade ediyor ki , bir öğretmen, bir öğretmen anne olarak ancak bu kadar mutlu olabilirim. Çok mutlu oluyorum yapılan bu yorumlarla, bu düşüncelerle. .
“Öğretmenim, nasıl bir enerjiniz var ki, durmadan inatla sevgi tohumları ekiyorsunuz , gücünüzü nereden alıyorsunuz? “Dedi.
Uzun uzun anlattım.;
Genlerimde var, böyle yetiştim, sevmeyi ve sevilmeyi seviyorum. Sevmek bana sabretmeyi öğretti dedim. Okuduğumu, öğrendiğimi hazmetmeye çalışıyorum, sonrasında bende öğretiyorum yeni baştan , yeni öğrendiklerimle . Yaptığımız işten , yaşadığımız olaylardan aldığımız hazzı , hazmedersek güzele erişeceğimize inanıyorum dedim, dedim…dedim.
Hayatımızdaki lüzumsuzlukları ve değersiz gördüklerimizi ayıklamak üzerine geliştirdiğim bir düşüncemi ona ilettim.
Hayat bir yoldur. Daha konuşmayı, yürümeyi , istemeyi bilmediğimiz bir zaman diliminde bu yola bırakılıyoruz. İlk yardım annemizden geliyor çünkü onun bedeninde gelişiyoruz. .. Yediriyor, giydiriyor , temizliyor ve sevgiyle konuşuyor. Sonra ailemizin diğer fertleri devreye giriyor. Sonrada çevremiz bize yol gösteriyor. Kendimize yetecek kadar öğrendiğimizde kanatlarımızı kullanarak, uçarak yola revan oluyoruz. Ama daha ayaklarımızın üzerinde dimdik durmayı bilmiyoruz. Etrafımızda olanları daha iyi tanımıyoruz. Hayat yolunu bitirmek için yola koyulan insanlar, hep aynı kulvarda, aynı ritimle yol almıyorki . Kimi sakin yürüyor, kimi hızlı koşar adımlarla, kimi basamaklara tırmanıyor, kimi sıçradığında hazmetmeden zirveye ulaşıyor. Durup düşünenler, bilinçle yürüyenler, yokuşlarda yavaşlayanlar, kendini hop zirvede bulanlar. Yorulduğunuzda size yardım edenler, sizi yarı yolda bırakanlar… Hayata aynı pencereden bakmayı yeğleyenler. Banketten düşenler, banketten düşerken ellinizi tutanlar v.s . Sizi yokuşa sürükleyenler , durup yürüyüşünüzü kıskananlar veya yürüyüşüne kurban olayım diyenlerde var .Düştüğümüzde gülenlerde vardır, canımız acıdığında yaramızı saranlarda vardır. Hangi kulvarda olursak olalım , sevmeyi bilenler, elele tutuşmayı bilenler ömrünü, hayat yolunu başarıyla bitirenlerdir, yaşadığı anı değerlendirerek , bir anlık mutluluğu bir ömre bölüştürenlerdir.
Allah hepimize böyle bir ömür nasip etsin. Yollar stabil değildir,inişli yokuşlu . Çamurlu, taşlı, tozlu, bazen sıcak , bazen soğuk. Üşürsün giyecek kabanın yoktur, terlersin serinleyecek suyun yoktur. İşte bu isteklerimize kavuşmak için hep çalışarak öğrenerek yolları yürümeliyiz. Elbet bir gün asfalt olan düzlüğe eriştiğimiz zamanımızda olacaktır. Gelirken yaşadığımız olayları unutmamalıyız. O gün , zorlukları yenerek, sabırla dürüst çalışarak zafer meşalemizi yanık tutmayı başarmış biri olarak dimdik ayakta duracağız.
Bu yolları geçerken mola verdiğimizde yemyeşil çayırlar görürüz. Dinlenmek için oturduğumuzda , bu güzel çimenlerin içinde ayrık otları vardır. Ayrık otlarını temizleriz. Çimenlerin arasından çiçek açan dikenleri görürüz . Dikenleri ayıklarken ellerimiz kanar. Veya kırmızı açan gelincik dalından koparıldığında solar. Papatyalar hep fal bakmak için kullanılmazlar. Başımıza taç yaptığımızda ihtişamlı yaparlar bizi. Ben bu güzellikleri hayatıma serpiştirdiğimde öğrendiğim şeyleri şöyle özetliyorum ;
1-) Çimenlerin arasından söktüğüm ayrık otların bir zaman sonra yeniden bittiğini gördüğümde , hayatıma karışan ayrık otlarını temizlemek için zaman ayırmayacağıma karar verdim . Ayrık otu olarak değerlendirdiğim şeyler hep aramızda olmalı ki benim değerim, gönlümün güzelliği ortaya çıksın. İyi kötü, güzel çirkin, acı tatlı, sevinç üzüntü, çalışkan tembel gibi anlamları zıt olan kavramlardan hep olumlu olanı seçiyoruz. Öyleyse yemyeşil çayırların güzelliğini ayrık otları ortaya çıkarıyorsa , bu dünyada da değerli insanların değerlerini bu ayrık otları gibi biten insanlar ortaya çıkarıyor. Çok zarar vereni ayıklamalı, değerimi ortaya çıkaranları da bir köşede tutmalı. Ayrıca zamanında ve kıvamında yapılan işler tat veriyor bana ve insanlara
2-) ölüm hep var, kimse ne zaman nerede öleceğini bilmiyor. Öyleyse anı yaşamak gereklidir. Yaşadığımız an önemlidir. İnsanlar elele tutuşmalı , ellerimizden başlayarak damarlarımızdan akan kanla içimizdeki sevgi tohumlarını , vücudumuzun her zerresine iletmeliyiz. Bütün vücudumuz sevgi tohumlarıyla dolduğunda sevgi depolayarak , harcamaya hazırız demektir. Kimyanın , hatta yaşamın temel kanunudur,
“tabiattaki madde ve enerji miktarı sabittir , enerji maddeye, madde enerjiye dönüşür”. O zaman içimizdeki sevgi enerjiye dönüşür, enerjimizle yaptığımız güzel işler yeniden sevgiye dönüşür. Tıpkı kan gibi bize hayat verir. Yüreğimizde sevgiyi depolarsak kalıcı olur.
Yeniden enerjiye dönmeye hazırdır sevgimiz.
3-) ölüm hep varsa, ölüm beklemekle ömür geçmez. Şu anı yaşayarak, anı kişiliğimizde ölümsüzleştirmek bize verilen şanstır. Güzel bakmak , güzel görmek erdemine erişmek için anı değerlendirmeliyiz. İşte o an yaşadığımız mutluluk kısacık olsa da , o anı bir ömre paylaştırmanın ustası olmak gerekir. Mutluluğumuzu ömrümüze serpiştirdiğimizde , sevgimizi ve üzüntümüzü dostlarımızla, hatta ekmeğimizi dostlarımızla paylaşmayı başardığımızda erdemli oluruz. Kök salarız.
4-) Ben değil biz olmayı bilmeliyiz. Biz olduğumuzda benliğimizde kine , küslüğe yer kalmaz. Hırsımız sevgiye olmalıdır, daha çok öğrenmenin, daha çok okumanın, daha çok sevmenin, daha çok başarmanın yarışına girmeliyiz. Bu hasletlere sahip olmak içinde çok çalışmalıyız, dürüst çalışmalıyız. Büyüğü saymak , küçüğü sevmek ilkemiz olmalı.
5-) yaşadıklarımızı olumlu veya olumsuz mutlaka hayata geçirmeliyiz . Kayıt altına almalıyız. Örneklemeliyiz, illa öğretmen olmak gerekmiyor. Edindiğimiz deneyimleri, yaşadıklarımızı anlatarak, örnekleyerek etrafımıza yardımcı olmalıyız. Üretici olmalıyız. Üretmekle, okumakla, anlatmakla bu yalan dünyada kalıcı olunuyor. Hoş sedalar bırakalım.
Özetle dünya malı dünyada kalıyor. Bence cennette cehennemde bu dünyada yaşanıyor. Bir kimyacı olarak, hayat deneylerime dayanarak diyorum ki, karşımıza çıkan deneylerin zoru da vardır , kolayı da. Kolay deneyleri hayattan öğrendiklerimizle kolayca sonuçlandırırız. Malzeme hazırdır, deney kapları hazırdır, düzeneği kurarız, sağlıkla sonuca erişiriz. Ama zor olan deneyleri sonuçlandırmak için , katalizör kullanmak, ısıyı iyi ayarlamak ve verimli materyal kullanmak , sabırla beklemek, deneyin olası sonuçları için hazır olmak, takip edilecek yolu iyi bilmek gerekiyor. Hatta bu zor deneylerin laboratuvarını kurmak bile bize aittir.
Bence sevgi, zor deneyleri başarmak için en iyi katalizördür. Sabretmek , cefanın sonunun sefa ile bittiğini bilmek , sefaya ulaştığımızda yaşadığımız ortamın cennete dönüşmesidir. Hayat yolunu , her türlü zoru yaşayarak başaranlar cennette yaşamayı hakedenlerdir. İçi nifak ve kin dolu olanlar , başarsalar bile sonunda cehennemde yaşarlar. Yanlış yollardan , zoraki , sabırsızca deneyini sonuçlandıranlar bu hayatı hakederler. Yaptıkları yanlışlıklar hayatları boyunca vicdan ve cehennem azabıyla geçer,çünkü içinde hile vardır, yanlışlar vardır. Tabi arada kalanlarda vardır . Hayat acımasız sevgili gönül dostlarım. Kurunun yanı sıra yaşta yanar misali , kaybolur giderler, arasatta kalanlar. İşte kaygımız bu arasatta kalanlar için olmalıdır. Yeni yılda onlara daha çok sahip çıkmalıyız. Biz cennette yaşarken , onlarada cenneti sunmak bize düşüyor. Cehennemin kötülüğünü gözlerinin önüne sererek , huzurla yaşamanın, severek yaşamanın güzelliğine birlikte erişelim.
Günümüz, gelecek günlerimiz , yaşayacağımız her saat aydınlık olsun, sağlıkla dolsun. Sevginin en iyi katalizör olduğunu, tatlı dille, sevgiyle her zoru başaracağımızı hiç unutmayalım. Çocuklarımızı torunlarımızı hayat yoluna iyi hazırlayalım.
Yeni yıl sağlık, sevgi , umut ve kardeşlik yıl olsun.
Ben yine SEVGİMDESİNİZ diyerek yazımı bitiriyorum. Yaşadıklarınızı , mantığınızla birleştirerek yol alırsanız hiç hazımsızlık çekmezsiniz. Hayat yolunuz , şansınız açık, sağlığınız yerinde sevgi zengini olarak yaşamanız dileği ile hoşça kalınız.
İyi yıllar ….
Bugünkü kimliğim
Hayatınızın kimyacısı
Günsel Telli
Bu yazımı , başta sevgili kızımlarım Biray Atay ve Canan Yaşar’a,tüm öğrencilerime ,çocuklarıma torunlarıma atfediyorum.
Ayrıca ve önemle beni takip eden , yazılarımı okuyan gücümü , enerjimi merak eden tüm gönül dostlarıma da .#
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.