Biz, annesini babasını huzurevine terk etmeyen bir nesiliz.
Taflan Fındık Koordinatörü Özer Akbaşlı’nın paylaştığı alıntı yazısı, bugün içinde bulunduğumuz durumun zamanını ve anlamını açıkça ortaya koymaktadır.
Keyifle okuduğum bu yazıyı, siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istiyorum:
Bizler, ilkokulda Yurttaşlık Bilgisi,
Lisede mantık, sosyoloji ve felsefe okuyan bir nesiliz.
İşte bu yüzden, Kim Milyoner Olmak İster? Programında, 15.000 TL’yi hiç joker kullanmadan kazanabilen bir nesiliz.
Biz, üç yazılı, bir sözlü sınav gören ve kopya çekerken öğrenen bir nesiliz.
Biz, annesini babasını huzurevine terk etmeyen bir nesiliz.
Biz, öz güveni yüksek ama çevresine sevgi ve saygı göstermeyen, sadece kendi çıkarını düşünen egoist bir nesil değiliz. Sevgi, saygı, fedakârlık, dostluk ve vefa duygusunu bilen, gerektiğinde başkaları için kendi yaşam tarzından fedakârlık yapabilen bir nesiliz.
Arkadaşımızın ailesini kendi ailemiz kabul eden, namus anlayışını bu değerlere göre şekillendiren bir nesiliz.
Biz, psikologlarla ya da pedagoglarla şekillendirilen değil; psikolojik sorunlarını aile ve mahalle ilişkileri içinde bedavaya çözen bir nesiliz.
Biz, 40-50 yıllık arkadaşlarını köşe bucak arayıp bulmaktan zevk alan bir nesiliz.
Mahallenin kabadayısını, bizi soyan değil, bizi koruyan ve kollayan olarak gören bir nesiliz.
Biz, uzuneşek, kuka, saklambaç, beştaş, seksek, kovalamaca, körebe, uçurtma ve futbol oynamayı bilen bir nesiliz.
Akşamüstü olunca, ekmeğin üzerine yoğurt sürüp şeker serperek yemeyi bilen bir nesiliz.
Dışarıda yemek yemenin ayıp olduğu, hatta ağız oynatmanın bile hoş karşılanmadığı, her lokmanın eşit paylaşıldığı bir toplumda büyüdük. Çay bardağındaki şeker karıştırılırken kaşığın çıkardığı sesin ayıp olduğu, “Hoop, deve kervanı mı geçiyor?” diye ikaz edildiğimiz günlerin çocuklarıyız.
Ebeveynlerimizin öğretmenimize “eti senin, kemiği benim” diyerek bizi emanet ettiği ve öğretmenimizin bu emaneti gözü gibi koruduğu bir nesiliz.
Öğretmenimiz kulağımızı çekse bile, evde bunu şikâyet edemeyeceğimizi, babamızın azarını işiteceğimizi bilirdik. Babamızın sözünün geçtiği ama annelerimize değer verildiği, ailede fikir paylaşımının olduğu bir ortamda büyüyen bir nesiliz.
Lise mezunu arkadaşlarımızın bugünkü üniversite mezunlarına kıyasla, doktora yapmış gibi donanımlı olduğu bir neslin çocuklarıyız.
Siz, bizim nesli küçümsemeyin.
Bence bizim nesle benzemeye çalışın.
İşte o zaman Türkiye kurtulur.
(Alıntı)