ÜNİVERSİTELER BİLİM YUVASIDIR. GERİCİ ANLAYIŞLARIN TAŞINACAĞI MAKAMLAR DEĞİLDİR!

ADD Şube Başkan Yardımcısı Özkan “Kadın-erkek el ele horon oynamak günahtır” diyen profesörün Giresun Üniversitesi’ne atanmak istemesine sert tepki gösterdi:

ÜNİVERSİTELER BİLİM YUVASIDIR. GERİCİ ANLAYIŞLARIN TAŞINACAĞI MAKAMLAR DEĞİLDİR!

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Giresun Şube Başkan Yardımcısı Evrim Özkan “Bugünlerde Giresun kamuoyunda yeniden gündeme gelen bir isim var. ‘kadın-erkek el ele horon oynamak günahtır’ şeklinde söylemi olan bir profesörün Giresun Üniversitesi’ne atanmak istediğini duyuyoruz. Bu kişinin atanmasını asla doğru bulmuyor, kabul etmiyoruz” dedi.

ADD Şube Başkan Yardımcısı Özkan, Emek ve Demokrasi Platformu Giresun Kadın Meclisi’nin 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde düzenlediği yürüyüşün devamında Atatürk Meydanı’nda yaptığı konuşmada; “Bilimin yuvası olması gereken üniversiteler; kadını günahla, ayıpla, yasakla tarif eden gerici anlayışların taşınacağı makamlar değildir. Giresun gibi çağdaş, horonuyla, kültürüyle, dayanışmasıyla gurur duyan bir şehirde; bu zihniyeti temsil eden bir kişinin Giresun Üniversitesi’ne atanmasını doğru bulmuyoruz, kabul etmiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nde hiç bir eğitim kurumunda bu zihniyet yer bulmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Özkan konuşmasını şöyle sürdürdü:

CİNSİYETÇİ POLİTİKALAR ŞİDDETİN İLK BASAMAĞIDIR

“Değerli Giresunlular,
Ve direnişin adı, cesaretin yüzü olan sevgili kadınlar;
Bugün bir itirazı, bir hesaplaşmayı, bir eşitlik direnişini büyütmek için yürüdük.
25 Kasım, Türkiye’de kadınların hâlâ yaşam hakkı, özgürlüğü ve eşitliği için mücadele etmek zorunda bırakıldığını hepimize acı bir gerçeklikle hatırlatıyor.
Biz buna razı değiliz, olmayacağız.

Kadına yönelik şiddet yalnızca bireysel bir olay değil; siyasi bir meseledir.
Cinsiyetçi dil ve cinsiyetçi politikalar şiddetin ilk basamağıdır; şiddet bu zihniyetten beslenir.

Biz kadınlar buradan kararlılıkla söylüyoruz:
Kadının yaşam hakkını, özgürlüğünü, eşitliğini, kamusal alanını ve kültürel varlığını hedef alan her zihniyetin karşısında duvar gibi duracağız.
Kadını sözle, kararla, yasayla, baskıyla, yok saymayla daraltmaya çalışan bu anlayışı; hukukla, mücadeleyle ve dayanışmayla durduracağız.

BİZİM KÜLTÜRÜMÜZDE EŞİTLİK, KARDEŞLİK, DAYANIŞMA VAR

Bugünlerde Giresun kamuoyunda yeniden gündeme gelen bir isim var.
Geçmişte “kadın–erkek el ele horon oynamak günahtır” şeklinde söylemi olan bu kişi, şimdi Giresun Üniversitesi’ne profesör olarak atanmak istiyor.

Bilimin yuvası olması gereken üniversiteler;
kadını günahla, ayıpla, yasakla tarif eden gerici anlayışların taşınacağı makamlar değildir.
Giresun gibi çağdaş, horonuyla, kültürüyle, dayanışmasıyla gurur duyan bir şehirde; bu zihniyeti temsil eden bir kişinin Giresun Üniversitesi’ne atanmasını doğru bulmuyoruz, kabul etmiyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti’nde hiç bir eğitim kurumunda bu zihniyet yer bulmamalıdır.

Ve buradan tüm şehre sesleniyorum:
Kadın–erkek yan yana durmaktan rahatsız olanlar varsa, bu meydanda her zaman kadın–erkek omuz omuza, el ele, özgürce horon oynayacağız!
Bizim kültürümüzde eşitlik var, kardeşlik var, dayanışma var.

KADIN GÜÇLÜ OLURSA TOPLUM GÜÇLÜ OLUR

Cumhuriyetin kadınları ve Cumhuriyetin eşitlikten yana tüm yurttaşları olarak biliyoruz ki:
Kadın özgürse toplum özgürdür.
Kadın güçlü olursa ülke güçlü olur.

Kadını yok sayan, değersizleştiren, toplumsal, sosyal ve siyasal hayattan silmeye çalışan hiçbir anlayış bu topraklarda kök salamayacak.
Biz buradayız, yan yanayız, kararlıyız.

Mustafa Kemal Atatürk der ki;
“Kabil midir ki; bir cismin yarısi toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!

Yaşasın eşitlik mücadelesi!
Yaşasın Cumhuriyet kadınları!”